Sizleri çok çok beğenip elimden düşürmeden okuduğum kitabımla tanıştırayım; ŞİZOFREN. İnternetten okuduğum yorumlar sayesinde kitaplığımda yer edinmekten kurtulamayan bir kitaptır bu ŞİZOFREN...
Konudan şöylece bahselim o halde:
Jan Forstner; asıl adamımız ve bir psikiyatr. Başarısız bir evlilikten ve işini kaybettikten sonra doğduğu yere geri döner. Yıllar önce küçük kardeşi ortadan kaybolmuş, hemen ardından babası vefat etmiştir. Bu olanlar aradan yıllar geçse de onu rahat bırakmaz. Herşeyi geride bırakmak ister fakat geldiği yerde kendini geçmişiyle bağlantılı olayların içinde bulur...
"Ne kadar zaman geçtiği önemli değil. Ne kadar değiştiğin önemli değil. Sessizlik seni çıldırtmaya devam edecek."
~
Bir kitabı en az bir hafta elimde süründürürüm. O bana bakar ben ona bakarım. Ve günlerimiz böyle geçer. Fakat ben kendimi bile şaşırtıp bu kitabı 2 GÜNDE BİTİRDİM! "Ben bir kitabı "2 günde" bitirdim... YOK ARTIK !! 404 not found error " falan olmuştum o derece :D Yani düşünün ki o derece harika bir kitap. Ki zaten bu kitabı okuyup bitirme süreniz en fazla 3 gündür. Hani bazı kitaplar olur başlarsınız başları sıkıcı gelir hadi devam ediyim daha olaylar başlamadı, ha gayret vs diyerek başlarını okursunuz. Ama bu kitap ilk cümlesinden itibaren beni saran bir kitap olmuştu. Bir bölüm daha okuyayım diye diye elimden bırakamamış ve bitirmiştim kitabı.
İlk fırsatta yazarın ilk kitabı olan "Psikiyatrist" kitabını da alıp okuyacağım. Yazarın "Oyunbaz" adlı kitabının yorumlarına da baktım öve öve bitirememişler. Tabi ben de "hadi Nur cebine kuvvet" dedim ve para ayırmaya başladım ^^
Demem odur ki ; psikolojik gerilimden hoşlanıyorsanız bu yazarın kitaplarını okuyun derim. Hatta ısrar da ederim ~